scroll
Sürdürülebilir Tedarik Zincirini Dönüştüren AYM Düzenlemelerini Benimsemek

2.2.2.

Sürdürülebilir Tedarik Zincirini Dönüştüren AYM Düzenlemelerini Benimsemek

Hazır giyim ve konfeksiyon sektörü için sürdürülebilir bir tedarik zinciri oluşturmak, öncelikle AB tarafından yürürlüğe konulan Sürdürülebilir Eko-Tasarım kriterleri doğrultusunda stratejik bir planlama yapmayı gerektirir. Bu süreç, sürdürülebilir ham madde temininden başlayarak, ürünün yaşam döngüsünün sonuna kadar (geri dönüşüm ve bertaraf aşamaları dahil) sürdürülebilirlik ilkelerinin ve yaklaşımlarının tedarik zincirinde uygulanmasını içerir. Tüm bu süreçlerde, alıcı ve tüketici odaklı izlenebilirlik perspektifi de dikkate alınarak, sürdürülebilirlik yaklaşımının benimsenmesi büyük önem taşımaktadır. 

Sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için üretim süreçlerimizin her aşamasında planlı adımlar atmamız gerekmektedir. Sürdürülebilirlik yaklaşımının ana ekseni olan AB Eko-tasarım Yönetmeliği kapsamında oluşturulan yeni sürdürülebilirlik kriterleri, bu hedeflere ulaşmada önemli bir rehber sunmaktadır. İlgili yönetmelik, tasarlanan ve üretilen hazır giyim ve konfeksiyon ürünlerini, çevresel ve sosyal etkileri minimize etmek amacıyla belirli kriterler doğrultusunda kategorize etmeyi hedeflemektedir. Bu kriterler;  

  • Ürünlerin dayanıklılığı ve yeniden kullanılabilirliği,  

  • Geri dönüştürülmüş malzeme içeriği,  

  • Su ve enerji verimliliği,  

  • Kaynak verimliliği,  

  • Çevresel etkiler,  

  • Geri dönüştürülebilirlik,  

  • Kullanım ömrü ve  

  • Fiyat-performans  

gibi unsurları içermektedir.  

Bu kriterler, hammaddenin sürdürülebilirliğini ve elyaftan hazır giyime ürünün üretim sürecinden tüketiciye ulaşana kadar her aşamada çevresel etkilerin minimize edilmesini ve uzun ömürlü, geri dönüştürülebilir ürünlerin piyasaya sunulmasının teşvik edilmesini hedeflemektedir. Ayrıca, doğru kimyasalların kullanımıyla hem insan sağlığına hem de çevreye zarar verilmemesi sağlanırken, ürünlerin dayanıklılığı ve fiyat-performans dengesi gibi unsurlar da göz önünde bulundurulmaktadır. 

AB Eko-tasarım Yönetmeliği ve ilgili diğer AYM’ye uyum düzenlemelerin bir sonucu olarak, “ham madde temini”, “tasarım ve üretim” ile “stok, lojistik ve dağıtım” süreçlerinde sürdürülebilirlik ilkelerinin planlamaya dahil edilmesinin yanı sıra, ürünün satışından sonra da devam edecek şekilde döngüsellik yaklaşımının da bir iş modeli olarak benimsenmesi beklenmektedir. Bu yaklaşıma, genişletilmiş üretici sorumluluğu (EPR) yaklaşımı, satılamayan ürünlerin imhasının yasaklanmasına yönelik üretici yaklaşımı örnek gösterilebilir.   

Öte yandan, tüm bu süreçlerin yönetiminde raporlama ve izlenebilirlik önemli bir koşul olarak öne çıkmaktadır. Genel bir çerçeve sunan Eko-Tasarım Yönetmeliği’ne bağlı direktifler arasında olan ve önümüzdeki iki yıl içerisinde yürürlüğe girmesi beklenen Sektörel Eko-Tasarım Direktifi ile Dijital Ürün Pasaportu Direktifleri, ayrıca piyasa gözetimi ve standartlara ilişkin direktifler, tüm tedarik zincirinin bir bütün olarak sürdürülebilirlik yaklaşımı ile yeniden organizasyonunu öngörmektedir.  

Sürdürülebilir tedarik zinciri oluşturmak isteyen firmaların, bu dönüşümü başarıyla tamamlamak için aşağıdaki adımları, tedarik zincirinin tüm süreçlerinde takip etmesi beklenmektedir:

  • Atık Çerçeve Direktifi (Waste Framework Directive – WFD): AB’nin atık yönetimine dair halen uygulanmakta olan 2008/98/EC sayılı direktif, hazır giyim ve tekstil ürünlerini de kapsayacak şekilde güncellenme sürecindedir. Güncelleme önerisi 5 Temmuz 2023 tarihinde yayımlanan direktif çerçevesinde hazır giyim ve tekstil atıklarının ayrı toplatılması ve sonrasında “Atık Sonu Kriterleri – End of Waste” çerçevesinde atık hiyerarşisine göre ayrıştırılması, kullanılabilecek durumda olan atıkların ikinci el olarak tekrar piyasaya sunulmasını, kullanılamayacak durumda olanların ise geri dönüştürülmesi öncelikli olmak üzere bertaraf edilmesini öngörmektedir.

    Direktifin bir diğer öne çıkan konusu ise Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu (Extended Producer Responsibility – EPR) uygulamalarının tedarik zincirinde yaygınlaştırılmasıdır. Direktifin AB Komisyonu, AB Parlamentosu ve AB Konseyi arasındaki müzakerelerin tamamlanmasının ardından yürürlüğe girmesi beklenmektedir. AB üye ülkeleri ise kendi EPR düzenlemelerini yürürlüğe koymaya başlamış ve bu sürece Hollanda ve Fransa öncelik etmektedir.
    Fasikül 8’de bu konu detaylı bir şekilde anlatılmaktadır.
  • Yeşil Beyanlar Direktifi (Green Claims Directive): Tedarik zincirinde yanıltıcı sürdürülebilirlik beyanlarının önüne geçmek ve sürdürülebilir ürünlerin tanıtılmasına standart getirilerek sertifikaların uyumlaştırılması amacı ile AB Komisyonu tarafından 22 Mart 2023 tarihinde yayımlanan Direktif, halen müzakere aşamasındadır. Yürürlüğe girmesiyle birlikte ürüne yönelik ve kurumsal olarak tedarikçilerden talep edilen sertifikaların içeriğine göre belirli ilkeleri yansıtıyor olması öngörülmektedir. Doğrulanabilir ve şeffaf bilgi sunulması, standartlaştırma ve denetim, direktifin sağlıklı bir tedarik zinciri kurmada kilit bir rol oynayacaktır. Yeşil Etiketleme Direktifi ise (Green Labelling Directive), benzer amaçlara hizmet eden, ancak konuya etiket boyutu ile yaklaşan bir diğer direktiftir.