scroll
Sürdürülebilirlik Raporlaması Mevzuatları

2.7.2.

Sürdürülebilirlik Raporlaması Mevzuatları

Hazır giyim firmaları için sürdürülebilirlik raporlaması, firmaların faaliyetlerinin çevre, sosyal ve yönetişim (ESG) boyutlarında ne kadar sürdürülebilir olduğunu ölçmek, değerlendirmek ve paydaşlara şeffaf bir şekilde sunmak anlamına gelir. Sürdürülebilirlik raporları, firmaların sürdürülebilirlik konusundaki taahhütlerini gösterir ve şeffaflık sağlar. Son yıllarda, artan çevresel bilinç ve tüketici talepleri ile birlikte, sürdürülebilirlik raporlaması mevzuatları da önemli ölçüde gelişmiştir. 

Birçok ülkede mevzuatın zorunlu kıldığı bu raporlama, yatırımcılar, müşteriler, çalışanlar ve diğer paydaşların firmaların sürdürülebilirlik performansı hakkında daha iyi bilgi sahibi olmalarını sağlayarak, güvenilirliği artırmaktadır.  

Sürdürülebilirlik raporlamasının kökenleri, 1970'lerde çevresel konulara artan duyarlılıkla birlikte ortaya çıkmıştır. Başlangıçta, firmaların gönüllü olarak yayınladığı sürdürülebilirlik raporları, zamanla artan tüketici ve yatırımcı talepleri, düzenleyici kurumların baskısı ve küresel çevresel sorunlar sebebiyle daha standardize ve kapsamlı raporlama ihtiyacını doğurmuştur.  

Önemli bir dönüm noktası, 1990'lı yıllarda Küresel Raporlama Girişimi (Global Reporting Initiative-GRI) gibi ilk uluslararası sürdürülebilirlik raporlama standartlarının ortaya çıkmasıdır. GRI, firmaların kendi sektörlerine ve boyutlarına uygun olarak raporlamalarını sağlayan esnek bir çerçeve sunmuştur. Bu standartlar, zaman içinde evrilerek ve birbirlerini etkileyerek daha kapsamlı ve etkili hale gelmektedir. 

2000'li yıllarla birlikte, sürdürülebilirlik raporlaması, iklim değişikliği gibi küresel sorunların ön plana çıkmasıyla birlikte daha da önem kazanmıştır. Bu dönemde, Karbon Saydamlık Projesi (Carbon Disclosure Project-CDP) gibi iklim değişikliği odaklı raporlama çerçeveleri ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SDG'ler) gibi küresel hedefler, sürdürülebilirlik raporlamasını şekillendiren önemli faktörler olmuştur. 

Finansal sektörün sürdürülebilirliğe olan ilgisinin artmasıyla birlikte, İklimle Bağlantılı Finansal Beyan Görev Gücü (Task Force on Climate-related Financial Disclosures-TCFD) gibi finansal kuruluşlara yönelik raporlama çerçeveleri geliştirilmiştir.  

Avrupa Birliği, sürdürülebilirliği şirketlerin temel sorumluluklarından biri olarak kabul etmekte ve bu doğrultuda çeşitli yasal düzenlemeler yapmaktadır. Bu düzenlemelerin en önemlilerinden biri, Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (Corporate Sustainability Reporting Directive - CSRD)'dir.  

Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (CSRD), büyük şirketlerin ve finansal kuruluşların sürdürülebilirlik performanslarını daha detaylı ve şeffaf bir şekilde raporlamalarını zorunlu kılan kapsamlı bir düzenlemedir. Bu direktif, firmaların iklim değişikliği, sosyal etkileri ve iş modeli ile ilgili daha fazla bilgi vermelerini gerektirerek, sürdürülebilirlik alanındaki şeffaflığı artırmayı hedeflemektedir. CSRD, aynı zamanda, SASB (Sürdürülebilirlik Muhasebe Standartları Kurulu) tarafından geliştirilen sektörlere özel sürdürülebilirlik standartları, CDP (Karbon Saydamlık Projesi) tarafından sunulan iklim değişikliği ile ilgili finansal risk çerçevesi ve AB Taksonomisi gibi diğer önemli çerçevelerle de uyumlu çalışmaktadır. Özellikle Taksonomi, yeşil yatırımların tanımlanmasına ve yönlendirilmesine yardımcı olarak, CSRD'nin hedeflerini desteklemektedir. Ayrıca, NFRD (Mali Olmayan Bilgilendirme Direktifi) gibi daha önceki düzenlemelerin üzerine inşa edilen CSRD, sürdürülebilirlik raporlamasının kapsamını genişleterek, şirketlerin daha kapsamlı bir sürdürülebilirlik değerlendirmesi yapmalarını sağlamaktadır. 

İhracat yapan firmalar için sürdürülebilirlik raporlama standardı seçimi, hem uluslararası pazarlarda rekabet avantajı sağlamak hem de farklı ülkelerdeki düzenlemelere uyum sağlamak açısından büyük önem taşır. 

En Yaygın Raporlama Çerçeveleri Hangileridir?

  • GRI (Küresel Raporlama Girişimi): Dünyanın en yaygın kullanılan sürdürülebilirlik raporlama standardıdır. Esnek yapısı sayesinde farklı sektörlerdeki firmalara uyum sağlayabilir. 

  • SASB (Sürdürülebilirlik Muhasebe Standartları Kurulu): Sektörlere özel sürdürülebilirlik standartları geliştirir. Finansal performans ile sürdürülebilirlik arasında güçlü bir bağ kurar. 

  • CDP (Karbon Saydamlık Projesi): İklim değişikliği ile ilgili finansal riskleri ele alan bir çerçevedir. Özellikle karbon emisyonları ve iklim değişikliği etkileri üzerine odaklanır. 

  • CSRD (Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi): CSRD, belirli kriterleri karşılayan büyük şirketleri ve finansal kuruluşların çevresel, sosyal ve yönetişimsel uygulamalarında sadece nicel verilerin değil, aynı zamanda nitel bilgilerin de sunulmasını gerektiriyor. Firmalar sürdürülebilirlik stratejilerini, hedeflerini, risklerini ve fırsatlarını detaylı bir şekilde açıklamak zorundalar. 

  • TCFD (İklimle Bağlantılı Finansal Beyan Görev Gücü): Finansal kuruluşların iklim değişikliği risklerini yönetimlerini destekleyen bir çerçevedir.  

Hangi standardın daha uygun olacağı, aşağıdaki faktörlere bağlı olarak değişebilir: 

  • Hedef Pazarlar: Firmanın ihracat yaptığı ana pazarlardaki yasal düzenlemeler ve tüketici beklentileri, kullanılacak standardı belirlemede önemli bir rol oynar. Örneğin, Avrupa Birliği pazarına odaklanan bir firma, CSRD kapsamında Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (ESRS) gibi AB düzenlemelerine uygun bir standart tercih edebilir. 
  • Sektör: Farklı sektörlerde faaliyet gösteren firmalar için farklı standartlar daha uygun olabilir. Örneğin, finans sektöründe faaliyet gösteren bir firma, TCFD gibi finansal kuruluşlara yönelik bir standardı tercih edebilir. 
  • Firma Büyüklüğü ve Karmaşıklığı: Büyük ve karmaşık firmalar, daha kapsamlı bir standart olan GRI gibi bir standardı tercih edebilirken, küçük ve orta ölçekli işletmeler sektörlerine özel geliştirilmiş standartları tercih edebilirler. 
  • Sürdürülebilirlik Hedefleri: Firmanın sürdürülebilirlik hedefleri, hangi standardın seçileceğini etkileyebilir. Örneğin, iklim değişikliği üzerine yoğunlaşan bir firma, CDP gibi bir standardı tercih edebilir.  
 

Türkiye’de Sürdürülebilirlik Raporlaması Ne Durumdadır?  

Türkiye'de sürdürülebilirlik raporlaması tüm firmalar için zorunlu değildir; ancak bazı düzenlemeler ve teşvikler bulunmaktadır. Özellikle büyük ve halka açık şirketler için bu raporlamalar giderek daha önemli hale gelmektedir. Türkiye'de sürdürülebilirlik raporlaması ile ilgili bazı önemli noktalar şunlardır: 

  • Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS) ve “Uygulama Kapsamına İlişkin Kurul Kararları Resmî Gazete’de 29 Aralık 2023 tarihinde yayımlanmış ve belli şartları sağlayan işletmeler için 01/01/2024 tarihinden itibaren Sürdürülebilirlik Raporlaması zorunlu hale getirilmiştir. Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne uyum süreci kapsamında, sürdürülebilirlik raporlaması ve CSRD kriterlerine uyum konularında düzenlemelerin gelecekte daha da sıkı hale gelmesi beklenmektedir. 

  • Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) halka açık şirketler için çeşitli raporlama ve açıklama yükümlülükleri getirmiştir. Bu yükümlülükler arasında ESG (Çevresel, Sosyal ve Yönetişim) faktörleri de bulunmaktadır. Ancak, bu raporlama zorunluluğu henüz tüm şirketler için geçerli değildir.  

  • Borsa İstanbul, sürdürülebilirlik performansı yüksek şirketleri içeren endeksler oluşturmuştur. Bu endekslere dahil olmak isteyen şirketler, belirli sürdürülebilirlik kriterlerine uymak zorundadır. Bu durum, şirketlerin sürdürülebilirlik performanslarını iyileştirmelerine ve raporlamalarını geliştirmelerine katkı sağlamaktadır.