scroll
Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu ve Döngüsellik

2.8.3.

Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu ve Döngüsellik

İlk defa 1990’lı yıllarda kullanılmaya başlanan “Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu” kavramı, AB’nin sürdürülebilirlik düzenlemeleri açısından geleneksel üretici sorumluluğu kavramına iki farklı ve yeni yaklaşım getirmiştir:  

  • Ürün yaşam döngüsünde yer alan kullanıcı sonrası süreçlerin çevresel sorumluluğu 

  • Üretici kavramının ürünü üreten firmanın yanı sıra ürünün piyasaya sunulmasını sağlayan firma olarak da genişletilmesi 

Hazır giyim sektörü, hızlı tüketim ve modanın etkisiyle büyük miktarda atık üretmektedir. Bu durum hem çevresel hem de sosyal sorunlara yol açmaktadır. Bu sorunlarla mücadele etmek için önümüzdeki dönemde sektörde Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu (EPR) ve döngüsellik kavramları giderek daha önemli hale gelmektedir. 
 

 
Tekrar yapılmak için tasarlanır: Ürünler, yeniden kullanılabilirlik, onarılabilirlik ve geri dönüştürülebilirlik ilkeleri doğrultusunda tasarlanarak, atık miktarını azaltmayı hedefler. Bu sayede ürünler, kullanım ömrü sonunda parçalarına ayrıştırılarak tekrar kullanılabilir vea geri dönüştürülebilir hale gelir.
Daha çok kullanılır: Ürünlerin en yüksek değerde kullanılması için sektörde kiralama ve ikinci el satış gibi modeller benimsenir. Bu modeller, ürünlerin daha uzun ömürlü olması ve onarılabilir olması gerektiği anlamına gelir, bu nedenle üretim süreçleri de bu doğrultuda şekillenir.
Güvenli ve geri dönüştürülmüş veya yenilenebilir girdilerden yapılmıştır: Ürünler, insan sağlığına zararlı hiçbir madde içermez ve üretim süreçlerinde çevreye zararlı atık oluşturmaz. Üretimde kullanılan tüm malzemeler, geri dönüştürülmüş veya yenilenebilir kaynaklardan elde edilir. Böylece, sınırlı dopğal kaynakların tüketimi azaltılır ve çevresel etkiler minimize edilir.
 

Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu (EPR) Nedir? 

Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu (EPR), bir ürünün üretiminden tüketimine ve atık haline gelmesine kadar geçen tüm yaşam döngüsü boyunca üreticinin sorumluluğunu artıran bir ilkedir. Bu ilke, üreticileri ürünlerinin çevresel etkilerini azaltmaya, atık yönetimine ve geri dönüşüm süreçlerine daha aktif katılmaya teşvik eder. Yani, sadece ürün üretmekle kalmayıp, ürünün sonunun da nasıl olacağını düşünmelerini sağlar. Bu yaklaşım, özellikle tekstil sektörü için önemlidir, çünkü tekstil ürünleri genellikle uzun ömürlü olacak şekilde tasarlanmamaktadır ve geri dönüşüm süreçleri karmaşıktır. Tekstil atıkları, doğrusal ekonomik sistemin bir sonucu olarak, genellikle bertaraf edilmekte, yakılmakta veya çevreye atılmaktadır. 

EPR'nin Hazır Giyim Sektörü İçin Anlamı ve Önemi Nedir?  

  • Döngüsel Ekonomiye Geçiş 

EPR politikası, hazır giyim sektöründe döngüsel ekonomiyi teşvik eder. Bu, hazır giyim ürünlerinin daha uzun süre kullanılması, yeniden kullanılması ve güvenli, geri dönüştürülmüş ya da yenilenebilir malzemelerden üretilmesi anlamına gelir. Döngüsel ekonomi yaklaşımı, atıkların azaltılmasını ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlayarak, hazır giyim ürünlerinin çevresel etkilerini minimize eder. Bu sistemde firmalar, piyasaya sundukları ürünle orantılı olarak altyapının desteklenmesine katkıda bulunur; bu da hazır giyim ürünlerinin atıldığında yönetilmesi için yeterli, özel ve sürekli bir fon sağlanmasına neden olur. 

  • Atık Yönetimi ve Sürdürülebilirlik 

Hazır giyim ürünlerinin atıldığında yönetilmesi için yeterli, özel ve sürekli bir fon yaratılmasını sağlar. Bu, üreticilerin pazarladıkları ürünlerle orantılı olarak altyapıya katkıda bulunmasını gerektirir.  

EPR, hazır giyim atıklarının ayrı toplanmasını ve geri dönüşüm süreçlerine entegre edilmesini teşvik eder. Mevcut sistemde, yeniden kullanılabilir tekstil-giysi atıkları öncelikli olarak toplanmakta ve dünya çapında ticareti yapılmaktadır. Ancak, EPR politikası bu süreçleri daha sistematik ve sürdürülebilir hale getirmeyi amaçlar. Giysilerin yeniden ihracatı, ürün ömrünü uzatarak ekonomik değeri artırırken, gelişmekte olan ülkelerde yetersiz atık yönetimi altyapısı nedeniyle yeni bir atık sorunu yaratma riskini de beraberinde getirmektedir.  

  • Ulusal ve Küresel Uyum 

Küresel hazır giyim sektöründe döngüsel ekonomi hedeflerine ulaşmak için ülkeler, ulusal EPR sistemlerini tasarlarken, ülkedeki mevcut koşulları, paydaşların beklentilerini ve mevcut altyapıyı dikkate alarak ortak bir vizyon üzerinde birleşmelidir. Bu süreçte, standart tanımların oluşturulması ve paydaşların aktif katılımı büyük önem taşımaktadır. 

Kimleri ve Hangi Firmaları Kapsar? 

EPR politikası, hazır giyim ürünlerini pazarlayan tüm üreticileri kapsar. Bu, büyük hazır giyim firmalarından küçük ölçekli üreticilere kadar geniş bir yelpazeyi içerir. Özellikle, bu firmalar hazır giyim ürünlerinin tasarımından, üretiminden, dağıtımından ve nihai bertarafından sorumlu hale gelirler. 
 

Atık Çerçeve Direktifi 
Tanım ve Amaç:
Atık Çerçeve Direktifi (2008/98/EC), Avrupa Birliği'nin atık yönetimine ilişkin temel yasal düzenlemesidir. Direktif, atıkların çevreye ve insan sağlığına zarar vermesini önlemek, kaynak kullanımını verimli hale getirmek ve döngüsel ekonomiye geçişi desteklemek amacıyla 2008 yılında yürürlüğe girmiştir. Bu direktif, tüm AB üye ülkelerinin atık yönetimi politikalarını uyumlu hale getirmek için rehber niteliği taşımaktadır. 

Atık Hiyerarşisi: Atık Çerçeve Direktifi, atık hiyerarşisi adı verilen bir öncelik sıralaması getirir. Bu hiyerarşi, atık yönetiminde izlenecek temel adımları belirler ve aşağıdaki sırayla uygulanır: 

  • Önleme: Atık oluşumunun önlenmesi. 

  • Hazırlık: Atıkların yeniden kullanım için hazırlanması. 

  • Geri Dönüşüm: Atıkların geri dönüştürülerek yeniden kullanılması. 

  • Diğer Geri Kazanım: Enerji geri kazanımı dahil olmak üzere başka yollarla atıkların değerlendirilmesi. 

  • Bertaraf/İmha: Atıkların depolanması veya imhası. 

Bu sıralama, çevresel faydayı en üst düzeye çıkarmak amacıyla uygulanır. 

Döngüsel Ekonomi ile İlişki: Atık Çerçeve Direktifi, döngüsel ekonomi kavramının AB genelinde yaygınlaştırılmasında kritik bir rol oynar. Döngüsel ekonomi, kaynakların mümkün olduğunca uzun süre kullanımda kalmasını, ürünlerin yeniden kullanımı, geri dönüşümü ve yenilenmesini teşvik eder. Bu bağlamda, direktifin ana hedefi, atık oluşumunu en aza indirirken atıkların değerli bir kaynak olarak kullanılmasını sağlamaktır. 

Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu (EPR): Direktif, üreticilere ürünlerinin ömrü sonunda atık haline geldiğinde sorumluluk yükler. Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu (EPR) sistemi, üreticilerin ürünlerinin atık yönetimi süreçlerine katılmalarını zorunlu kılarak, ürünlerin geri dönüşümü ve çevre dostu hale getirilmesini teşvik eder. 

Üye Devletlerin Yükümlülükleri: Direktif, AB üye devletlerine aşağıdaki yükümlülükleri getirir: 

  • Ulusal atık yönetim planları ve atık önleme programları hazırlama zorunluluğu. 

  • Geri dönüşüm ve atık önleme hedeflerine ulaşılması için gerekli yasal, teknik ve ekonomik araçların oluşturulması. 

  • Atıkların izlenmesi ve atıkların çevresel etkilerinin raporlanması. 

Anahtar Hedefler ve Geri Dönüşüm Oranları: AB, Atık Çerçeve Direktifi ile 2025, 2030 ve 2035 yılları için belirli geri dönüşüm hedefleri koymuştur: 

  • 2025 yılına kadar belediye atıklarının %55'inin geri dönüştürülmesi. 

  • 2030 yılına kadar bu oranın %60’a çıkarılması. 

  • 2035 yılına kadar %65 geri dönüşüm hedefi. 

Atıkların Bertarafı ve Depolanması: Direktif, üye devletlerin atık bertarafını en aza indirgemesini ve atıkların güvenli bir şekilde yönetilmesini talep eder. Bertaraf, yalnızca diğer geri kazanım seçenekleri tükendiğinde başvurulması gereken bir yöntem olarak görülür. Ayrıca, atıkların çevresel etkilerinin izlenmesi ve raporlanması da direktifin temel gereklerindendir. 

Sonuç: Atık Çerçeve Direktifi, AB ülkelerinin atık yönetim sistemlerini daha sürdürülebilir hale getirmek, geri dönüşüm oranlarını artırmak ve döngüsel ekonomi modeline geçişi hızlandırmak amacıyla geliştirilmiştir. Hem kamu hem de özel sektör için bağlayıcı olan bu direktif, atık yönetimi konusunda ulusal politikalara yön vermekte ve daha sürdürülebilir bir geleceği teşvik etmektedir.